KURUMSAL
SON DUYURULAR
Prof. Dr. Ahmet Hakan HALİLOĞLU ve Prof. Dr. Timur GÜRGAN ile İnstagram Canlı Yayın Programı
24 Ocak 2023Prof. Dr. Özlem Evliyaoğlu ile İnstagram Canlı Yayın
10 Haziran 2022Prof. Dr. Recai Papuçcu ile İnstagram Canlı Yayını
19 Şubat 2022Evlilikte Cinsellik: Ağrılı Cinsel İlişkide Fizyoterapist Bakış Açısı
09 Şubat 2022Embriyolog Semra Sertyel ile İnstagram Canlı Yayını
22 Aralık 20211.Bölüm
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla…
Öğrenciliğimiz yıllarında belki de İslam dini hayatımın temel hareket noktasıydı. Meteliksiz olduğumuz için antikapitalist görüşü yansıtan bir kitap dahi yazmaya koyulmuştum. İşsiz olmanın, bekâr olmanın, askerliğini yapmamış olmanın vb. hayatıma yansımalarına henüz tanık olmamıştım. Öğrencilik yıllarımın sonlarına doğru evlilik düşüncesi belirmiş ve “Bir kadın, şu dört şey için nikâhlanır; ya malı için, ya soyluluğu için veya güzelliği için yahut da dindarlığı için alınır. Siz dindar olanını alın, eliniz dert görmez.” (Müslim, Nikâh, hno: 53) hadisi gereğince hem bu dünya da hem de ahiret hayatında elimiz dert görmesin istemiştim.
Evliliğimizin ilk yılını ekonomik anlamda sıkıntılı bir yıl olarak geçirmiştik. Darlıkta da bir olmanın, yan yana durmanın en güzel örneği vücut bulmuştu ikimizde. Sobamızın dahi üşüdüğü soğuk kış aylarında, içimiz kıpır kıpır gülümsüyorduk hayata. Hayatı anlamlandırma gayreti içerisinde kitap okuyor, okutuyor, unvanlarımızla ve zenginliğimizle değil fikirlerimizle tutunuyorduk hayata.
Atamam gerçekleşmiş, gurbet yollarına düşmüştük. Alışmış olduğumuz insanlar, gönlümüzden ırak olmasalar da, gözümüzden ıraktılar artık. Yeni yaşadığımız şehirde komşuluk ilişkilerinin zayıf olması, iş arkadaşlarının gündemlerinin eşya, para, makam vb. olması nedeniyle iki kafadar yapayalnız kalmış, birbirimize daha fazla zaman ayırma fırsatı bulmuştuk. İlk defa birlikte vapura biniyor, ilk defa deniz kenarında termostan çay içmenin keyfini yaşıyorduk. Küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarıyor, yüreğimizde çocuksu bir heyecan taşıyorduk.
Evliliğimizin ikinci yılında kendimizi belki de hazır hissettiğimiz bir zamanda, yuvamıza neşe katacak bir yavrucak olsun umuduyla çocuk yapmaya karar vermiştik. Kadın doğum uzmanlarının yönlendirmeleriyle eşim, test vermem hususunda hastaneye bir de benim gitmem gerektiğini söylüyordu. Şaka gibi geliyordu, çünkü sülalemde çocuğu olmayan çok az insan tanıyordum. Elimi kolumu sallayarak, türkü çığırarak gidiyordum, hayatımızın dönüm noktası olan hastaneye